Türkiye’nin İlk Radyosu: Nevtron
Türkiye’nin İlk Radyosu Nevtron 1951 yılında Vahit Nevhiz Işıl adında bir Türk mucit tarafından üretildi. 1955 yılında Hürriyet gazetesine ait bir kupür de yer alan haberin başlığı: “Bir Türk müteşebbisi yerli radyo yapıyor.”
“Bir Türk kimya doktoru, radyo fabrikasında seri halinde imal ettiği radyoyu ithal mallarına nazaran yüzde 50 daha ucuz fiyatla satmaktadır. Bobinler, transformatörler, kutular, şasiler, bazı rezistanslar, düğme gibi bakalit malzeme tamamen Türkiye’de yapılmakta, hoparlör gibi ayrı bir sanayi gerektiren diğer parçalar Almanya’dan ithal edilmektedir.”
Vahit Nevhiz Işıl
1913 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Vahit Nevhiz Işıl, İzmir Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra Münih Maximillan Üniversitesi Kimya Fakültesini de bitirmiş ve doktorasını yaparak 1943 yılında ekmeğin karneyle satıldığı Türkiye’ye ana vatanına dönmüştür.
İlk Radyomuz: Nevtron
İstanbul Üniversitesi’nde bir yıl asistan olarak çalışmış sonrasında kendi kimya atölyesini kurarak 1951 yılında ilk Türk Radyosu olan Nevtron‘u üretmiş.
Ziraat Bankası bu Türk girişimciye destek olmak amacıyla ‘kumbaralı radyo‘ ürettirmiş
1971 yılında Türkiye’de televizyon yayınlarının başlamasıyla aynı markayla televizyon üretmiş. Alman SABA ve Siemens markaları ile ortak çalışmış 1983 yılında renkli televizyon üretimine geçmiş.
1988 yılında Türkiye’nin serbest ekonomiye geçişiyle ithal ürünlerin fiyat avantajı ile yarışamayan Vahit Nevhiz Işıl piyasadan çekilir. 2 okul yaptırır Milli Eğitime bağışlar.
Vahit Nevhiz Işıl Okulları
Yaptırdığı okullar Tuzla Behiye-Nevhiz Işıl Anadolu Lisesi ve Bahçelievler Behiye-Nevhiz Işıl İlkokulu. Bu okulların şu an web sitelerinin kurucularımız ve tarihçe bölümlerinin sayfaları boş! 404 hatası veriyor. Hiç umurlarında olmamış. Acaba okuldaki öğrencilerin ilham alabilecekleri bu şahsiyetten haberleri var mı?
Radyo Teknolojisi ve Devletimizin Kapattığı Fabrikalar
Dünya’nın gelişmiş teknolojiye sahip ülkeleri, radyo teknolojisini sivil havacılık, ordu, istihbarat, mobil ağ, hava savunma sistemleri ve kablosuz internet gibi teknolojik alanlarda çok ileriye taşıdıklarını biliyoruz. Devlet eliyle yok edilen Devrim Otomobil Fabrikası, Nuri Demirağ ve Vecihi Hürkuş‘un uçak fabrikası, Nuri Killigil’in silah fabrikası ve daha nicesi aynı zihniyetin mağdurları.
O yıllarda bu girişimler Devlet eliyle desteklenip arkasında durulsaydı, Türkiye’nin bugün güçlü bir ekonomiye sahip olmayacağını kim söyleyebilir?
Bir bir satılan, kapatılan fabrikalarımızla beraber ekonomimizi, uluslararası alanda söz sahibi olmayı ve en önemlisi de geleceğimizi kaybediyoruz.
Kaynak: 1
0 Yorum