The Protector (Hakan Muhafız)
The Protector (Hakan Muhafız) dizisini demagojist olarak inceledik. İpek Gökdel’in Karakalem ve Bir Delikanlı’nın Tuhaf Hikayesi adlı romanından uyarlanan The Protector, Netflix’ın ilk Türk dizisi olarak yayımlandı. Dizide kısaca, genlerinde muhafız kanı taşıyan Hakan , geçmişten gelen bir gömleği giyince de özel güçlere sahip oluyor. Çok güçlü, çevik, kurşun geçirmeyen bir kahraman olarak karşımıza çıkıyor. Kötü niyetli ölümsüzleri öldürme görevi olan Hakan babasından kalan görevleri yerine getirebilmek adına ölümsüz denen kişileri avlamaya çalışacağını görüyoruz. Tabii muhafızların yardımcısı olan sadıkların yardımıyla.
Kendini birden bire fantastik bir dünyanın içinde bulan Hakan başlarda çok şaşkın görünse de olaylara çok çabuk adapte olduğunu düşünüyorum. Henüz ölümsüzler kim, neden tehlikeliler, nereden gelmişler, amaçları ne olduğunu anlamadan düşman ilan edildiler.
Gömleğe gelirsek, gömleğin hikayesi daha ayrıntılı, efsanevi anlatılabilirdi. Tabii bir de, tamam giydin de gömleği içine mi çektin nereye gitti?
Süper kahramanlarımızın da kim olup, nereden geldikleri anlaşılacak şekilde verilemediğini düşünüyorum. Biz sadığız, sana sadığız. Nereden geldiniz, hikayeniz nedir?
Hakan’ın duyguları da tam olarak yansıtılamamış. Çok hararetli, duygularını yansıtamıyor seyirciye. Ne acısını ne sevincini yaşatamıyor.
Kısaca eleştirilerim bu şekilde. Yine de ilk Türk dizisi Netflix’ta yer aldığı için mutlu ve gururluyuz. Yapımcılar, eleştirileri göz önüne alıp ilerde daha kaliteli diziler çıkarabilir diye umuyorum. Dizinin devamında neler karşımıza çıkacak diye merakla bekliyoruz.
0 Yorum