Masterchef Türkiye
Masterchef Türkiye son yılların trend mesleği aşçılık olduğunu düşününce, bu kadar ilgi görmesi son derece normal. Özellikle, bu ilginin temel sebeplerinden birinin, bu işlerin duayenlerinden Masterchef Mehmet Yalçınkaya’nın olduğu da muhakkak.
Orijinali amerikan menşeli olan bu yapıma göz atacak olursak yarışmacılar öncelikle bireysel olarak yarışıp, dokunulmazlığı alıyor. Dokunulmazlığı alan, kendi takımını kurma hakkı kazanıyor. Karşı tarafın takım kaptanını seçme hakkı da dokunulmazlığı kazanan kişi de oluyor. Sonrasında, takım oyunları oynanıyor.
Takım oyununu kaybeden takımın içinden elenme adayları belirleniyor. Eleme oyununda, kimin tabağı kötüyse o gidiyor. Programın formatı bu. Amerika’da da durum aynı sayılabilir. Amerikalıların İngiliz asıllı şefi Gordon Ramsey’leri varsa bizim de MEHMET YALÇINKAYA şefimiz var.
Masterchef Sadece Yemek Programımı?
Masterchef’in jüri üyeleri şefler, değerlendirme yaparken tarafsızlıklarını korumayı başarıyorlar. Tüm yarışmacılarla mesafeleri aynı. Onlar sadece yemeği değerlendiriyorlar. Yarışmacılar arasındaki didişmelere çok da dahil olmuyor.
Kişilik haklarına saldırı yoksa müdahil olmuyorlar. Yarışmacıların ilişkileri ile ilgilenmedikleri için de her bölümde gereksiz kavgalar ve tartışmalar yapılmasına izin vermiyorlar. İş karışır gibi olduğunda söyledikleri tek şey yemeğinizle konuşun.
Masterchef Türkiye Masterklasları
Masterchef programında yayın günlerinin birinde şefler sırasıyla ders veriyorlar. Bu dersler ekran başındakiler için de yararlı bilgiler içeriyor. İzleyicilerin çoğunluğu da bu klasları ilgiyle bekliyorlar.
Masterchef yemeklerle ilgili olmasına rağmen, mutfaklarda yaşanan kıyasıya rekabeti de yarışmacıların birbirleriyle ilişkilerinde görebilirsiniz. Kimin kiminle bir sorunu varsa, eğer eline eleme avantajı geçiren doğru eleme potasına gönderiyor. Haftalık durumu değerlendirdiklerinde bir müddet yarışmacıları dinleyip en sevdikleri işe geri dönüyorlar, yemek yapmaya.
Masterchef Mehmet Yalçınkaya’nın yemek yapılırken gördüğü eksiklikleri ve yanlışları düzeltme yöntemi ise tam anlamıyla efsane. Türk milli aşçı takımın lideri ve çalıştırıcısının niye o olduğunu anlamak zor değil. Somer şefin o babacan tavırları da programın ilgi çekmesinin diğer sebebi. Yarışmacılar bile Somer Şefe kendi aralarında Şirin BABA diyorlar.
Tabiki tüm bunların ötesinde finalde hatırı sayılı bir para ödülü de bulunuyor. Yarışmacılar açısından yarışmayı bu kadar cazip kılan bu. İzleyiciler için ise yarışmacıların birbirleri arasındaki didişmeler, dedikodular, bildimcikler ve tüm bunların karşısında duran Mehmet ve Somer Şef. Özellikle Mehmet Şef.
Yarışmacılara gerçek mutfak işinde rekabetin çok daha çetin olduğunu, mutfakta ne yaşanırsa yaşansın, söz konusu yemek ve lezzet ise bir de üstüne müşteri beğenisi ise yaşananların geride bırakılması gerektiğini öğretiyor. Gerçek hayatta da ne yaşanırsa yaşansın özel hayatlarla profesyonel hayatın karışmaması gerekmez mi?
Masterchef aslında gerçek hayatın ekrandaki hali mi?
Gerçek hayatta da rekabet ettiklerinizle, masterchef’in rekabet dünyası sektör farklı olsa da hemen hemen aynı. Menfaatler ortak olduğunda her şeyi kenara bırakabilmek. Menfaatler bittiğinde de özel hayatla profesyonel hayatı karıştırmamak. Yarışmacıların finalde ki para ödülü dışında şeflerden hayatla ilgili alacağı çok ders var. Biz seyircilerde kendi üstümüze düşen payı onları izleyerek alıyoruz.
Masterchef daha çok reytinglerde ilk sıraları görmeye devam eder. Hem renkli kişilikteki yarışmacılar ve onların efsane şeflerle ilişkileri görülmeye değer.