Kinyas ve Kayra – Hakan Günday
Kinyas ve Kayra yeryüzünde birbirlerine bu kadar yakın ve bu kadar uzak iki insanın arkadaşlığı. Arkadaşlık bile denemez onların ilişkisine zoraki birliktelik. Çünkü biliyorlar ki yeryüzünde onlara 2 dakika sabredecek kimse yok, her an her şeyi yapabilirler. Hayatta kalmanın sancısını çeken bu iki adam Afrika’dan Meksika’ya ve evleri Türkiye’ye kadar olan bütün o yollarda yapmadıkları, yaşamadıkları aşağılık kalmamış ve bundan zevk almışlardı.
“Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beş saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir şimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen. Ve tek kelime etsem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. Sağ omzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altına aynı kelebeğin bir Japon tarafından çok daha iyi işlenmişi. Sor dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. Bileklerimde otuz dört dikiş. Medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandisit ameliyatının izi. Ve sırtımı kaplayan, Tanrı’nın yüzü. Bilmiyorum… Hızlı yaşadım, ama genç ölmekten çok , hızlı yaşlandım! Ancak hayattayım.
Kayra, bir gün bana ‘Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun’ demişti”
0 Yorum