Görelilik Kuramı – İzafiyet Teorisi
Görelilik kuramı diğer adıyla izafiyet teorisi modern fiziğin temel taşlarından biridir. Formülü e=mc² olarak bilinir. Bilgisayarlardan kol saatine kadar her şeyin nasıl işlediğini açıklar. Albert Einstein’ın 1905’te özel izafiyet teorisi ve 1916’da genel izafiyet teorisi olarak iki teoride formüle ettiği fikirleri, dünya tarihinde bilimsel düşüncenin en büyük adımları olarak görülür.

Güneş Tutulmasında Fark Edilen Sapma
Einstein, 1919 yılında gerçekleşen Güneş tutulmasına bakarak yıldızlardan gelen ışık ışınlarının Güneş’in yer çekimi ile çizgisinden saptığını gözlemledi. Bu gözlem sonrasında, uzaklık ve zamanın mutlak olmadığı, hareket ve yer çekimine göre değiştiği sonucuna vardı.
E=MC²’nin Açıklaması
Einstein’ın, Isaac Newton’ın 1667’de 24 yaşındayken bulduğu yer çekimi teorisinden sonra devrim niteliğinde ki bu buluşu bilinen fizik kurallarını değiştirdi. Einstein’ın doğanın kanunlarını açıkladığını iddia ettiği ünlü matematik denklemi e=mc²’nin açıklaması; enerji eşittir kütle çarpı ışık hızının karesi.
Biraz daha açacak olursak enerji, madde ile aynı ve bir olduğu sonucu ortaya çıkıyor. Evrenin başlangıcında ki büyük patlama teorisi, kara delikler teorisi, nükleer dünyanın ve evrenin işleyiş biçimini açıklayan bu teori 2008 yılında Laurent Lellouch Kuramsal Fizik Merkezi tarafından kanıtlandı.
İzafiyet Teorisi Kanıtlandı
Bu çalışmada yer alan Fransız, Alman ve Macar bilim adamları süper bilgisayarların hesap yapabilme yeteneklerinden yararlanarak atom altı parçacıklar olan proton ve nötronların kütlesini ölçmeyi başardılar.
Proton ve nötronlar, kuark adı verilen daha küçük parçalardan oluşur. Kuarklar ise Gluon adı verilen bir başka temel parçacıktan oluşuyor. Son araştırmalara göre maddenin temel parçalarından Gluonların kütlesi 0, Kuarkların kütlesi ise yüzde 5’lik bir alanı kaplıyor.
Asıl soru şu: Madde kütlesinin %5’i Kuarklardan geliyor ise %95’i nerede? Yapılan son araştırmaların verileri ışığında Gluon ve Kuarkların etkileşiminden doğan enerji %95’lik alanı dolduruyor.
Bu durum Einstein’in e=mc² formülününün doğru olduğunu, ortaya çıkan enerjinin, kütle ile ışık hızı karesinin çarpımına eşit olduğunu gösteriyor. Einstein, e=mc² formülü ile kütlenin enerjiye, enerjinin de kütleye dönüşebileceğini ileri sürmüştü. Bu denklemin önemi kısa sürede anlaşılmış ve 2. Dünya Savaşı sırasında atom bombasının yapımında kullanılmıştı.
Işıktan Daha Hızlı Bir Madde Yoktur
Einstein’ın ışıktan daha hızlı bir enerji ya da maddenin var olmadığını öne sürmüştü. 2010 yılında İsviçre’de bulunan CERN’deki (Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü) bilim insanları, nötrinoların (atom altı parçacıkların) ışık hızından daha hızlı hareket ettiğini ortaya çıkaran bir deney yaptı.
Eğer ışık hızından daha hızlı bir madde var ise şimdiye kadar yapılan evrenin yaşı ve modern fiziğin bu teori üzerine kurulan tüm kuramları hiç bir şey ifade etmeyecektir.
0 Yorum