Çukur Dizisi ve Faydaları

Çukur dizisi, her hafta ülkeyi televizyon başına kilitleyen, babamızın seslenmemize rağmen bizi takmamasına neden olan, bittikten sonra gereksiz bir agresif enerji ile dolup taştığımız malum televizyon dizisi. Aniden araya giren reklamlara ve uzunluklarına öfkeli sözler sarf ettiğimiz Çukur’a böylesine bağlanıyor oluşumuzun sebebini hiç düşündünüz mü bilmiyoruz ancak biz düşündük. İşte analizlerimiz.

Analize başlamadan önce ünlü yazar Franz Kafka’nın o meşhur sözünü hatırlatmak isteriz:

Beyinlerimiz savaşsın isterdim ama görüyorum ki silahsızsınız bayım.

Çukur aslında ezelden beridir gelen çatışma, şiddet ve kabadayılık olgularını temelinde barındıran bir dizi. Klasik, bir iyi bir kötü taraf ve bir amaç var ortada. Bu amaç uğrunda iyiler ve kötüler sürekli bir çarpışma halindeler. Çeşitli planlar kuruluyor, akıl oyunları oynanıyor gibi gözükse de işin sonunda yine silahlar konuşuyor ve çözüyor olayı.

Öyle ki dizinin meşhur sözlerinden biri “çatapat” etiketi. İşte az önce yukarıdaki ünlü sözü paylaşmamızın sebebi de tam olarak bu.

Peki zafere giden yolda her şey mübahtır mantığıyla ilerleyen Çukur’da bizleri ekran başına kilitleyen ne?

Kabul edelim ki olayları, çatışmaları ve entrikayı seven bir toplumuz. Yolda tanımadığımız birileri kavga ettiğinde önce seyir zevkimizi güzel bir alır, sonra ayırırız ya da hiç ayırmayız ama hep izleriz. Ya da muhakkak “Ne bakıyorsun lan” sözüyle başlayan bir kavga duymuşsunuzdur veya sizin böyle bir kavganız olmuştur.

Şarkısı bile var; Keişan x Anıl Piyancı – Ne Bakıyon Dayı Dayı

İşte bu iki örnek, sanırız Çukur’un neden çok tuttuğunun yanıtını bizlere veriyor; izlemeyi ve kavgayı seviyoruz. “Sanatçı toplumun aynasıdır” sözü doğruluğunu bir kez daha kanıtlıyor. Ülkede tutmayan dizilerin neredeyse hiçbirinde “çatapat” yok ve olsaydı en azından daha fazla bölüm oynanacağı garanti gibiydi. Sonuçta, kavgayı seven bir toplum kavganın olmadığı bir yapıt izlemez.

Gitarist Yamaç’tan Zorba Yamaç’a

Başrol oyuncu konumunda bulunan Yamaç Koçovalı, Çukur’a dönmeden önce şarkıcı ve gitaristlik yapan bir karakter. Öyle ki, bu yolda devam etmek istediği ve Çukur’un o bataklığına saplanmak istemediği için kaçıp gitmişti. Ancak senaryo gereği bazı olaylar Yamaç’ı Çukur’a geri dönmek zorunda bıraktı.

Zamanla da o idealist genç ki Erkin Koray’ın gitarını hediye ettiği psikopat bir mahalle abisine dönüştü. Peki bu ağır duruma kaçımız üzüldü? Güzel bir hayatı ve en azından geleceği parlak olan bu çocuğun Çukur’un bataklığına her geçen gün daha çok saplanması olayı yeterince dramatik değil mi? Fakat bizler üzülmek yerine Yamaç’a; her bölümde daha çok destek verdik mahalle abisi olma yolunda. “Çukur evimiz Yamaç babamız”

Şimdi, “Çukur ve faydaları başlığı gördük ama hiçbir faydasını okumadık, aksine zararlarından bahsedilmiş” diyorsanız yanılıyorsunuz. Sizlere Çukur’un her hafta bizlere dayattığı kaos ortamından çıkardığımız iyi sonuçları açıklamaya çalıştık.

Çukur Dizisi Faydaları

Sonuçta hayat da böyledir, karşımıza her bölümde zorluklar ve eksiler çıkarır; bizden de bu olaylardan ders (iyi sonuç) çıkarıp verdiği eksileri artıya çevirmemizi ister. Bazılarımız yaşı ve farkındalığı sayesinde olayları anlar ve kendini kaptırmayabilir.

Ancak unutulmamalıdır ki, genç nüfusu fazla olan bir ülke olarak; daha fazla gitarist, sanatçı ve bilim adamı çıkarmak zorundayız, mahalle abisi değil. Zira, karakter oluşumunu henüz tamamlayan ilkokul ve liseli çocuklar bu tür diziler ile büyüdüklerinde, okul çıkışlarında öğrendiklerini uygulamaya çalışmakta ve en kötüsü de kendini hiç olmadığı biri gibi zannetmekteler.